Fal Sepeti Blog

23.07.2015 GÖKYÜZÜ MESAJLARI

Gün Enerjisi ( Numeroloji ) : 20 / 2

Günün Rehber Kartı : Adalet

Güneş : Aslan ( 06:32 itibariyle )

Ay : Terazi

Gün Yöneticisi : Jüpiter

Gün titreşimi bugün bize ‘’ Derinliklerine in ve iç sesinin gücünü keşfet! ‘’ diyor. Gün yöneticisi olan Jüpiter bunu aslan temasıyla destekliyor. Nedir aslan teması? Bugün Güneşin de aslana geçtiğini 15:15 itibariyle Merkürün de geçeceğini düşünürsek, bu tema bugünlerde önem taşıyor.

Güneş aslanda yöneticisi olduğu burçtadır ve bu güçlü bir hava estirir. Kendimizi bulmak ve keşfetmek için güzel bir dönem gibi gözüküyor ki bugün Merkür ve Güneş kavuşum yapıyor. Bugün Merkür’ün bize sağladığı akıl gücü yükselir; bununla birlikte akıl yürekten ayrı da düşünülmemelidir. Salt akıl eksik kalır; yürekle birleşmelidir.

Gün titreşimi de Ay etkisiyle bu mesajı veriyor: ‘’ Yüreği temiz olan kazanır. ‘’ Bugünün rehber kartı olan ‘’adalet’’ de aklın gücünden bahseder; bununla birlikte Tanrıça Dikenin sol elinde tuttuğu bir terazi görülmektedir ki bu da güçlü akıl imgelerinin yanı sıra göz ardı edilmeyen yüreğin sesidir.

‘’adalet’’ yaşamdaki her şeyin bütünlüğünü idrak ederek kişinin bu bilinçle kendini yaşamda bir yere taşıyabilmiş olma halidir. Kelam, kişinin, yaratıcı titreşiminin idrakında olabildiğinde, dudaklarından dökülendir. İçindeki Tanrılık ışığını bulmak, kişinin kendisini bulabilmesidir.

Ayın terazide olması bizi yumuşatıyor ve daha yumuşak bir hava estiriyor. Bu durum Venüs başak etkisindeki sertliği biraz kırıyor. Bugün Ay, Venüs, Merkür ve Güneş arasında özel bir ilişki göze çarpıyor. Bu ilişkiyi şöyle bir açacak olursak:

‘’ Derinlerdeki tarafsız bakışını koru, bunun gelişimine hizmet etmesini sağla, kendini aklın gücüyle ifade et ki bu kendini bulmak olacaktır ve ifadene sevgi kat, bu seni özündeki ışıkla buluşturacaktır. ‘’

Aslan temasına gelince, aslan bizim yaratıcılık yönümüzü destekler. Aslan ‘’ben olma‘’ ve ‘’benlik’’ unsurlarını tanımlayabilmeyi niteler. Burada gölge yan olarak egonun karanlık yönleri çıkar karşımıza ve akıl, salt zeka değildir. Zeka iyiye de kötüye de hizmet edebilir. İyi ve kötü yoktur; bununla birlikte niyet ve bu niyette yatan bilincin, bütünün ve kişinin hayrına nasıl bir yol izlediği önemlidir.

Herkes yolda olma arzusu içindedir. Yol, ışık olup büyüyebilmektir. Bu ışıktan kaçan kendi gölgeleriyle yüzleşir ve onların üstesinden gelmeyi başaramayan, yolun farkındalığına henüz erişememiştir. Bu bir yolsa da şimdilik, kişinin en sonunda gerçek olanı keşfetmesi gerekecektir.

Ego ‘’ Kimler suçlu? ‘’ diye bakar; özben ‘’ Ne yaparsam her şey çok daha farklı olurdu? ‘’ diye bakar. Ego ‘’ Harekete geçmemek için birçok sebebim var. ‘’ diye bakar; özben ‘’ Bir şeyler yapabilmek için hala zamanım var. ‘’ diye bakar. Ego olumsuz bir titreşimde olduğunda, bizi ‘’şeytan’’a yani gölgelerimize götürür ve bizi bilinçaltımızdaki bastırılmış duygular yönetmeye başlar. Orada kontrol bizde değildir. Son günlerdeki temalar da bize bunu hatırlatmaya çalıştı:

‘’ Gölgelerinin farkına var( şeytan / salı ), bir karar ver ve buradaki sorumluluğu al( aşıklar / çarşamba ), yüreğinin sesini duy ve onun aklın gerçek gücünü açığa çıkarmasına izin ver( adalet / perşembe ) ‘’

Sorumluluk kavramının ne kadar üzerinde durduğumuzu hatırlayın. Her gün aslında gün be gün programlı çalışır. Gökyüzünde her şey sonsuz bir uyum içindedir. Karanlık hep aydınlığın ve aydınlık karanlığın içinde görevlidir. İnsanın sınırlar çizip resmi görebilmesi gerekir.

O resim nedir? İnsanın kendisidir. Bugün şifa günü olsun, Güneşin yükseldiği bir gün, herkesin kendiyle ilgili bir şeyleri iyileştirebilmesi önemlidir; çünkü Güneş bizim sağlığımızla da ilgilidir:

‘’ İyileşmek, iyileştirmek ve iyileştirmek, iyileşmek demektir. ‘’

Gözlerimizi kapatıyoruz, derin derin nefesler alıyor ve yavaş yavaş veriyoruz. Aldığımız nefeslerle tüm bedenimiz gevşiyor ve rahatlıyor. Uzun bir yol beliriyor önümüzde, bastığımız toprağı hissederek yürüyoruz. Hafif bir rüzgar esiyor ve onun sesini duyuyoruz. Bir yanımızda deniz ve bir yanımızda dağlar, yürüyoruz. Tüm korku ve endişe geride kalıyor.

Güneş gökyüzünden yavaş yavaş aşağıya doğru iniyor ve tam karşımızda duruyor. Onunla bütünleştiğimiz bu kutsal anın mutluluğunu her bir hücremizde hissediyoruz. Onun sesini duyuyoruz. Bizimle konuşuyor ve ona yüreğimizden geçenleri sesli olarak ifade ediyoruz. Bu sıcaklığı ve güveni her bir hücremizde duyumsuyoruz.

Ona sarılıyoruz. Bedenimiz sağlıkla parlıyor. Onunla bütünleşiyoruz ve içimizdeki ateş yanıyor. Bu ateş bizim yaşam ışığımız oluyor. Bedenimiz gerçek ışığını buluyor ve bir dere yüreğimize akıyor. Bu dere kendimizden kendimize akıyor. Kanatlarımız beliriyor. Gökyüzüne doğru yükseliyoruz ve yeryüzüne bakıyoruz. Her şeyi görebiliyoruz, görmek istediğimiz her şeyi, gözlerimiz bir teleskop gibi yakınlaşıp uzaklaşabiliyor ve toprağa iniyoruz, ayaklarımız çıplak ve topraktaki gücü hissediyoruz. Onu duyuyoruz ve şimdi tüm yaşam resmiyle ve her şeyin içindeki sıcaklık, akışkanlık, hafiflik ve sağlamlık ile bütünleşiyoruz. İşte bu, şimdilik!

Kendimizi hazır hissettiğimizde el ve ayak parmaklarımızı oynatarak huzur içinde gözlerimizi açabiliriz. Bugünün ışığı da yandı, işte bu, şimdilik, aha şimdi!

Sizi seviyorum,

Hüseyin Akdağ