Sorular bizi cevaplara götürdüğünde değerliydi. Biliş halinde bir soru, biliş halinde de bir cevap anlamına gelirdi. Uyanık olan, uyandırabilirdi ve uyanık olan, muhakkak ki uyanık olanla bir araya gelirdi. Herkes uyanmış olabilir miydi? Uyanır uyanıklar mı vardı? Yoksa kimileri uyurgezer miydi? Belki de herkes sadece kendini izlemekteydi!
İnsan içinde sadece kendine ait renkler taşır. Bu onu var eden has ışıktır. Onu farklı kılandır ve değerli kılandır da aslında, bir rengimizin olması o kadar önemlidir ki bununla birlikte aslında bizde her renk de vardır. Auralarımızı( insanların vücudunu çevreleyen elektromanyetik alan ) anımsayın! Auralarımızda her renkten, bazen bazı renklerden daha yoğun olacak şekilde( kişiliğimiz, ruh halimiz, duygu durumumuz ve enerjisel yoğunluğumuza bağlı olarak ) vardır. Bu enerjisel yoğunlaşmalar aslında bizim yaşamla iletişim kurmamızı sağlar. Görmediğimiz sanılır; bununla birlikte herkes aslında farklı şekillerde farkındadır. Kimi ‘’ Hiç içim almadı! ‘’ der, kimi ‘’ Kanım ısınmadı ayol! ‘’ der, kimi ‘’ Kanım kaynayıverdi! ‘’ der, kimi ‘’ Kan çekti! ‘’ der. Hepsi doğrudur. Görmediğimizi zannettiklerimiz bir yana, aslında gördüğümüz çok şey vardır ve bunlar bizim gizli havuzumuzdur ve kendimizi var eden her şey de aslında burada bulunur.
Bugün içinizden geçenleri ve oluşan tepkilerinizi göz önünde bulundurun! Aslında bunlar bize bizi anlatıyordur ve bize dair çok önemli mesajlar taşıyordur. Bir insan keyif aldığı, ona kendini daha huzurlu ve özgür hissettiren şeylerin farkına vardığında, kendini bulma şansına sahip olur ve kendini bulan aslında ihtiyaç duyduğu şeyi bulur ve bu dönem bu çok büyük bir anlam taşıyor gibi gözüküyor.
Özgür olmak, sorumluluktur yaşamda! Özgür olmak, kapsamak ve olan her şeyin ötesine varmak, oradan bugüne akmaktır! Bugün dolar dolar ve tamamlanır! İşte bugünün ışığı yanmıştır ve bugün, başladığımızdan, şimdiki zamanınn ışığıyla çok farklıdır. Bugün neyin farkına vardınız kendinizle ilgili bugüne dek bilmediğiniz? Bu size ne hatırlattı? Bunlar önemlidir.
ve gelelim bugünkü çalışmamıza… Malum, ‘’AŞK DETOKS’’umuzun 9. günü ve çok ilginç! 9, bilincin doruklarıdır. Ardından 10’a varılır ve 10, kader ile tanışmadır. İçimizdeki o kutsal sesi duymaktır. Bakalım bugünün bize hediyesi nedir?
‘’ Şimdi ellerinizi önünüze doğru getirin ve parmaklarınızı oynatın ve içinizden bir sayı tutun, o sayı kadar bileklerinizi sağa ve ardından sola soğru döndürün!( gülmeyin, bunlar beyinde çok önemli merkezleri uyarıyor ya da gülün de yapın, daha iyi! ) Şimdi aynı şeyi gözleriniz kapalı yapın ve şu an bunu iki ayrı yöne( bir eliniz sağa, öteki eliniz sola! ) yapmayı deneyin! Yapabildiniz mi? Şimdi içe doğru deneyin! Bu bir oyundu!( oyun yaşamın ve ruhun ışığıdır! ) Peki, şimdi gözlerinizi kapatın! Bakalım neleri değiştirebildik? Şimdi sizi kendinizle buluşmaya götürüyoruz! Derin nefesler ve şimdi kendi gözlerinizi gözlerinizin önüne getirin! Kendinizle ilgili eski bir anı hatırlayın! Orada kendinizi seyredin! Kendinize( o andaki ) bir isim verin ve daha yeni başka bir an ve yakın zamanda bir an! Her birine bir isim verin ve şimdi gözlerinizi açıp bir resim yapın! Kelimelerinizi hatırlayın! Tekrar gözlerinizi kapatın! Bu kelimeleri sesli olarak bir kez söyleyin ve neler canladığını içinizde not alın ve resme tekrar bakın! Resme bir isim verin ve bu isimle bir melodi yaratıp bunu gün boyu söyleyin! Bir örnek size verilecek Hüso’dan! Şimdilik bu, görüşmek üzere, sevgiler… ‘’
Şimdilik bu!
Sizi seviyorum,