11.07.2015 GÜN MESAJLARI

Gün Enerjisi ( Numeroloji ) : 17 / 8

Günün Rehber Kartı : Aşıklar

Güneş : Yengeç

Ay : Boğa

Gün Yöneticisi : Satürn

Bugün ışığımızı ve gücümüzü keşfediyoruz, bugün aklın gücü yüreğin gücüdür, öğreniyoruz ve bugün irade kazanıyor ve bu bizi muktedir olan ışığımıza taşıyor. Bugün ‘’adalet’’i sorguluyoruz ve hak ettiklerimizin neler olduğunu buluyoruz ve hatırlıyoruz, nereden nereye akıyoruz ve bu akışta ne kadar kendimizden kendimize yol alıyoruz?

Bugün ayaklarımız yere basmak ister, sağlam adımlarla sürece bir bakış atmak ister, bugün rehber kartımız ‘’aşıklar’’, bugün tutkumuzu arıyoruz: Bizi heyecanlandıran şey nedir? Ne, her şeye rağmen denenir? Neyi birgün onu kaybedecek olsak bile yaşamayı seçerdik? İşte bu önemlidir. Bir adım atmak, ona sahip olmaktan öte, onun ışığını yüreğimize katabilmiş olmak içindir, her deneyim insanı bir adım daha öteye götürebilendir ve bir yerden başlamak gerekir.

Aydaki boğa bizi bu anlamda destekler, henüz Venüs retro hareketine de başlamamışken, hala birisine ona sevdiğinizi hatırlatmakta çekiniyorsanız, belki gün bugündür. Korkmayın, sevgi hep masumdur ve hak eden onun ışığının şarkısını duyup onunla bir dansta kendini bulur. Zarif olan hep kendi ışığında kendini bulur ve onun adı sevgi olur.

Duyguları derinlerde deneyimlemekte olduğumuz günlerden geçiyoruz. Yarın, sabahın erken saatleri itibariyle Ay ikizlere geçiyor. Sabaha karşı Ay boşlukta olacak, bu gece geç saatlere kadar uyumamaya kararlı olanlara duyrulur, ‘’ Ne oluyor bana? ‘’ demeyin, Ay boşlukta, uyuyun uyanın, geçer! Ay ikizlere geçtiğinde kıpır kıpır bir enerji bizi bekliyor olacak!

Aşıklar kartı bize yaşamda, olmayı istediğimiz yeri, yapmayı arzu ettiğimizi ve bizi gerçekten heyecanlandıran ideallerimizi de anlatır. Aşk aslında insanın yoludur ve insan o yolda kendini bulduğunda, artık onun adı aşk olur ve yaptığı her şey yaşama aşk olup doğurulur. En son ne zaman gerçekten sizi heyecanlandıran bir şeyler yaptınız? Belki de bugün o gün! Nereden başlayalım?

Her birimizin ihtiyacıdır yaşamdan haz alabilmek, alamadığımızda farklı şekillerde almak isteriz ve çoğunda o an değilse bile, devamında hep eksik hissederiz; kimi yemek yer, kimi cinselliğe tutunur, kimi para biriktirir durur, kimi kabına sığmaz, sokak sokak gezer, kimi alışverişe dadanır, kimi konu komşuya sarar, kimi fanatik olur, ‘’gol’’lerle yaşar durur, kimi ‘’maaş’’sız politikacı olur ki her uç, eksik kalan bir şeyleri bize duyurur. Bugün yüreğinizin sesini duymaya ne dersiniz?

Bugün Satürn günü ve retro harekette, akrepte olan Satürn şu dönem bize diyor ki:

‘’ Derinliklerine in ve neyin seni daha öteye ve oradaki kendin olan benliğine götürebileeceğini hatırla, bilmediğin hiçbir şey yok; henüz hatırlamadıkların, cesaret edip varlığını araştırmaya koyulmadıkların! Yeraltı, yer üstüne giden yoldur ve ışığın, senin onu bulmanı bekliyor toprağın altında, başlamayacak mısın bugün de kazmaya? ‘’

Ya biz duyar yaparız ya da sistem bizi ona götürür. Ya biz ister OL’uruz ya da her şey bizi o olanla büyütür. Büyümek zamanın sırrıdır; bununla birlikte kabuklarını bırakmayan, ten kafesine de sığamayacaktır ve tam da orada yaşam sancıları başlayacaktır. Doğum yakındır; bununla birlikte doğum dediğimiz gerçekliğe ancak ölüm ile varılır. Ölmeden ölmek budur.

Ölmek, bırakmaktır bizi bir adım daha öteye geçebilmekten alıkoyan şartlanmalarımızı ve sınırlandırmalarımızı, doğmaksa kabul etmektir ‘’ her şeyin akıp büyüyen bir ışık olduğu ‘’ hatırlanışını ki orada yaşam bizimle sesleşir ve o ses hepimizin buluşup kendi olabileceği şehirdir. Eminseniz olur, değilseniz, olmadığına inandığınız her neyse o sizinle olur, iş budur.

Bugünkü ritüelimiz, hak ettiklerimiz üzerine olsun, ne de olsa gün titreşimi ‘’adalet’’ ile bağlantılı gözüküyor. Gözlerimizi kapatıyoruz, derin derin nefesler alıyoruz ve yavaşça veriyoruz. Her nefes alış ve verişimizde biraz daha gevşiyor ve rahatlıyoruz. Uzun bir yol beliriyor önümüzde, yol boyunca yürüyoruz; bastığımız toprağı hissediyoruz, hafif bir rüzgar, rüzgarın sesi, bir yanımızda dağlar, bir yanımızda deniz, gökyüzünde güneş, yürüyoruz ve önümüzde renk renk resimler beliriyor, en mutlu olduğumuz anların bir bir önümüzden geçtiği resimler ve yaşamımızdaki bu mutluluk anlarını hatırlıyoruz, orada olan, bu anı yaratan herkese ve kendimize, ‘’ÖZ’’ümüze teşekkür ediyoruz ve şimdi elimizde altın ışıklı bir fıça beliriyoruz; hak ettiğimiz, hak ettiğimize inandığımız yaşamın resmini yapıyoruz.

Haydi bakalım, Sevgili Işık Ressamları, ‘’YENİ YAŞAM’’ın resimlerini yapıyoruz. Oraya ‘’BARIŞ, SEVGİ ve UMUT’’ koyuyoruz. Huzur koyuyoruz. Kendimizi BİR ve BÜTÜN hissettiğimiz anları koyuyoruz; bulduğumuz, buluştuğumuz yaşamları koyuyoruz. Cennetimizin resmini yapıyoruz ve adı ‘’YAŞAM’’ oluyor, şimdi ve burada ve şu an eserlerimizi seyrediyor, her birinin ışığını yüreğimize çekiyoruz. Bedenen ve RUH’en çözülüyoruz.

Kendimizi hazır hissettiğimizde, yavaş yavaş geriye dönebiliriz, içinizdeki huzur, bugünden size armağan, onu yaşam behçenizin en güzel yerine dikin ve mis kokularının kulaklarınızda hoş bir ritimle şarkı söyleyeceği o anı hayal edin, belki de o an ‘’ŞİMDİ’’dir. Aha bu, şimdilik!

Sevgiyle,

Ol Hüseyin Akdağ