04.07.2015 GÜN MESAJLARI

Gün Enerjisi ( Numeroloji ) : 19 / 10 / 1

Günün Rehber Kartı : Güneş

Güneş : Yengeç

Ay : Kova

Gün Yöneticisi : Satürn

Bugün gün titreşimi ‘’ güneş ‘’ i vurguluyor, yaşamımızdaki önemli dönüm noktalarından bahsediliyor, öz gücümüzü devreye almanın ve bunun için hatırlamanın ışığından bahsediliyor. ‘’ güneş ‘’, ‘’ Ben kimim? ‘’ sorusunun karşılığıdır. Bugün kendimizi keşfetmek adına olduğumuz önemli bir aşamadan bahsediliyor.

İlginçtir ki günün rehber kartı da ‘’ güneş ‘’! Bugünün çalışması önemli bir kimlik geçişi olarak kendini gösteriyor. Kendini tanımak ve benliğindeki öz ışığın sesini duymak; öz, hepimizin buluştuğu ve orada Tanrısal ışığı deneyimleyerek var olduğu yerdir. Buradaki ışık yaşamda var olabilme gerçekliğimizdir. ‘’ Var mısın? ‘’ İşte bu sorunun cevabında saklısın. Varsın; bununla birlikte, var mısın?

Gün yöneticisi olan Satürn, bize var olma sorumluğunu almaktan bahsediyor. Kendimize olan yolculuk bir yaşam sorumluluğudur; kendini tanıyan ve sırrını açan, yaşamın da ışığını bulmuştur. Satürn sert bir öğretmen olarak bilinir. Bizden öz otoritemizi kurabilmemizi isteyecektir. Bu ancak çalışılıp hak edilerek olacak bir şeydir. O zaman şimdi sorumluluğu alarak her birimiz harekete geçebilmelidir. Kimin için? Kendimiz için, özümüzdeki o derin ışığın yaşamdaki kutsi dalgalanışlarının ne değerli bir anlam taşıdığını fark edebilmek için! Kendimiz olmak, bütün olmaktır ve o bütünlükteki sınırlarımızın ve sınırlamalarımızın farkında olmaktır ve ötesine yelken açmaktır.

Değerli olduğumuzu hatırlamalıyız. Bu değerin her şeyin değerini de bünyesinde barındırdığının farkına varmalıyız. Aynaya en son ne zaman kendine gülümseyerek baktın ve kendine teşekkür ettin, her şey için?

Günün doğabilmesi, perdelerin açılıp senin sahnede olabilmen ve orada olmanın hazzını tüm hücrelerinde duyumsayabilmen için, önce o anın ışığını karanlığın en yoğun olduğu o anda bile yüreğinde hissedebilmelisin. Kulisten sesleniyorum, sufle alabilmek için, önce rolünün içine girmeli, bunun için de senaryonun ne olduğunun farkına varabilmelisin. Oku! Neyi? Yaşamı ve orada bulunan her şeyle, seni saran ve sende olan yaradanı!

Satürn Akrepte ve geri harekette, bu bize ‘’ Bilinmeyenin içine gir ve oradaki gücü keşfet! ‘’ diyor. Yaşam onun sistemleşmesinde olanın yoludur. Değilse kil olur, kum olur, uçar gider birgün ve geride kalan toz, toprak olur. Ölümün ötesi, yaşatılan tohumdur ki o da bizim yarınlara ektiğimiz ışıkla olur. Bugün dünden farklı ne var? Yarına bugünden farklı ektiğimiz nedir? Tam da şimdi!

Dünkü sınavı hatırlayın ve şimdi doğmakta olan ‘’ güneş ‘’i! Hatırlamamız gereken; hazır olduğumuz sınav, korkulacak bir şey değildi ve hazır olmadığımız ışık, bize sadece alamadığımız uykumuz ve yaklaşan kalkma vaktimizin habercisiydi.

Sayfalar değişirdi. Her sayfada ışık olup okuyan, okunandı ve bunu başardığında bir sonraki sayfa onu ürkütecek değildi; çünkü o okuyabilirdi. Okuyup anlayamamış olansa birilerinin ona ‘’ sözde ‘’ anlatacaklarından medet bekleyecekti.

Güneş yengeçteydi, yengeç bizim ailemizdi ve her şey ilk orada yeşerirdi. Anne ve babamız, bizim yolumuzdaki ilk rehberlerimizdi ve bize koruyucu bilgiyi verirdi. Bu bazen gölge yanların ışığı ile; bazense doğrudan düz bilgi ile gerçekleşirdi. Bazen keşfettirir, bazen yalın olarak  gelirdi. Her türlüsü bizi, birgün o öğrenileni sorgulayıp ötesine geçebileceğimiz ana götürecekti. Yaşam öğrenmek; bununla birlikte tüm öğrendiklerimizi unuturak ötesindekini hatırlayabilmek demekti. Hatırlayan, artık yaratabilirdi.

Ay kovadaydı. Kova kendini bulmaktı, akan suya meydan okumaktı; kendinden, bilinenin çok ötesindeki seni doğurmaktı, asiydi kova ki bu asil olmanın ilk adımıydı. Değilse safi muhalif bir ışık olmaktan öteye varmazdı. Bir amacı olmalıydı karşı koyuşun ve bu amaç, bütüne hizmette olmalıydı. Hatırlamalıydı ki hatırlatmalıydı ve bir yerden başlamalıydı. Bağlantılar kurmalıydı ve hiçbir şeyin tesadüfi olmadığı bu döngüdeki Tanrının sesi duyulmalıydı, bu önemliydi.

Bugün değerimizi hatırlama günü, ritüelimiz bu olsun, ışığımız yansın! Gözlerimizi kapatıyoruz, derin derin nefesler alıyoruz, yavaşça veriyoruz, aldığımız her nefesle tüm bedenimiz gevşiyor ve rahatlıyor. Bir süre buna devam ediyoruz ve şimdi kendimizi bir ağaç gibi hayal ediyoruz. Köklerimiz yeryüzünün derinliklerine iniyor ve dallarımız gökyüzüne doğru yükseliyor.

Dallarımızın biraz üzerinde ‘’ güneş ‘’ i hayal ediyoruz. ‘’ güneş ‘’ ten derin bir nefes alıyoruz, köklerimizden yeryüzüne doğru veriyoruz. Köklerimizin, içerisinde daha derinlere doğru inmekte olduğu yeryüzünden derin bir nefes alıyor ve bunu ‘’ güneş ‘’ e doğru veriyoruz. Bunu birkaç kez tekrar ediyoruz.

‘’ güneş ‘’ in olduğu yerde babamız beliriyor. Ona şu anki ışığı için teşekkür ediyoruz. Yerkürenin olduğu yerde annemiz beliriyor. Ona şu anki ışığı için teşekkür ediyoruz ve karşımızda kendimiz beliriyoruz. Kalbimizden kendimize saf pembe bir ışık gönderiyoruz. Aldığımız nefeslerle bu ışık güçleniyor ve yoğunlaşıyor. Her bir hücremiz bu ışıkla doluyor. Tüm bedenimiz saf sevgiyle doluyor. Tanrının sevgisini yüreğimize çekiyoruz ve hatırlıyoruz, yaşama doğduğumuz o ilk anı!

Yeni doğan bir bebeğiz ve biz yaşama bir armağan olarak geldik, bu kutsal anı hatırlıyoruz ve şu an çok mutluyuz, çok mutluyuz ve her doğumdaki ışığı hatırlıyoruz. Her doğan ışıktır ve ışık yürüdüğü yolda insandan yaşama akacaktır. Aldığımız yol, bizimle olan her canda ışıktır ve her ışık yüreğimize yürüdüğümüz yol boyunca akmaktadır. Hatırlıyoruz ve yüreğimizi bu kutsal ışığa açıyoruz. Çok değerliyiz, değerin değerini hatırlayarak bu değeri yaşamda hak ettiğimizce var etmekteyiz ve yavaş yavaş bu ışıkla geriye dönüyoruz, yol açılıyor, işte bu, şimdilik, aha şimdi!

Sevgiyle

Ol Hüseyin Akdağ