05.07.2015 GÜN MESAJLARI

Gün Enerjisi ( Numeroloji ) : 20 / 2

Günün Rehber Kartı : Yıkılan Kule

Güneş : Yengeç

Ay : Balık ( 17:23 itibariyle )

Gün Yöneticisi : Güneş

Bugün bizi derinliklerimize götürüyor. İç sesimizi duyabilmek ve ne yapmak istediğimizi hatırlamak için güzel bir gün, bugün artık yeni bir yaşama doğru yürüdüğümüzün farkındayız ve bunu yaparken hatırlıyoruz. Bugün bir yandan bize 20 / 2 titreşimi ile ‘’ aktif hareketten öte, akıştaki gücü keşfet ‘’ diyor, bir yandan ‘’ yıkılan kule ‘’ rehber kartı ile ‘’ savaşın farkına var ‘’ ve ‘’ gerektiğinde yık duvarları ‘’ diyor.

Bugün iç sesimizi çok iyi dinlememiz gerekiyor ve duvarları yıkarken, bizi önümüzdeki ışığa yürümekten alıkoyanı yıkmayı başarmalıyız aslında, bu da kendi içsel ışığımızı fark etmekten geçiyor. Tüm hikaye yüreğimizdeki kalemle yazılıyor, bizim o kalemle bağlantı kurup neyin yazılmakta olduğumuzu hatırlamamız gerekiyor.

Gün rehber kartı olan ‘’ yıkılan kule ‘’, şöyle bir bakıldığında 20 titreşimiyle uyumludur aslında, 20 uyanıştır ve uyanmak için duvarlar yıkılmalıdır ki aslında bu duvarlar, bizim kendimizi onlar ardında güvende olduğumuza inandırdıklarımızdır; halbuki bu sözde güven duygusu sadece bizi duyulmayan bir sesin yükselişine taşıyacaktır.

Kainat bize hep hatırlatmaya çalışır, biz duymadıkça şiddet artar: çünkü insan ancak hatırladığında ışığı yakacaktır ve insanlık aslında bunun için vardır. Her birimiz ışığı yakmak için yaşama ineriz, işte bu İsrafil’in suru üflediği andır ve orada en büyük sorgu yaşanır, tüm yaşamın sorgusu ve tüm hikayenin sorumluluğu alınır ve böylelikle hatırlanır. Bu hafta sorumluluk bolca işlediğimiz bir konu oldu. Satürnün geri gittiği şu dönemde, demek hatırlanmalıydı.

Ay akşam saatleri itibariyle balık burcuna geçiyor. Kovadaki hareket balıkta biraz daha yumuşar ve içselleşir. Şefkat duygularımız artacaktır. Biraz daha içimize doğru çekilebiliriz. Daha derin paylaşımlar arzu edebiliriz. Şu bir- iki gün ruhsal çalışmalar için de çok uygun olur, balık teması buna yardımcı olacaktır. Kendi içimize bir yolculuğa mı çıksak? Akşam saatleri itibariyle bunun için çok müsait bir enerji olacaktır.

Gün yöneticisi Güneş, pazarlar aslında kendimizi bulduğumuz ve bedenimizdeki ışığı yükselttiğimiz bir gün oluyor ve bugünün tatil olması, aslında hizmet ettiğinin de biraz bu olması ne ilginç değil mi? Gökyüzü her şeyle uyum içindedir ve sorumluluğunun  hep bilincindedir. Hiçbir gezegen gökyüzündeki ritmin dışına çıkmaz, her birinin kendine has bir yolu vardır; bununla birlikte onlar hep o yollar bütünlüğündeki uyumu korumayı başarır ve hiçbir zorlayan açı onları durdurmamıştır, hiçbiri de sıkılıp diğerinin üstüne yumulmamıştır. Her birinin bir tarzı vardır; kimisi yavaş kimisi hızlıdır, kimisi sağdan sola döner kimisi çıkıntılık yapıp aşağıdan yukarıya, kimi saklıdır kimi aşikar; bununla birlikte hepsi kozmik hikayenin parçalarıdır ve herkes kendi hikayesinin kahramanıdır. İşte bu yaşamın da anahtarıdır ve gökyüzünden öğreneceğimiz çok şey vardır.

Güneş hala yengeçte tabii, bugünün titreşimi de Ay ile bağlantılı, Ay da balığa doğru yol alınca, bizler sınırları aşıp ruh denizlerine açıldı. Günümüz ışığımız OL’sun! Bugünün ritüeli ne olsun? Sürpriz olsun, başlayalım, gözlerimizi kapatıyoruz, derin derin nefesler alıyor, yavaşça veriyoruz. Her nefeste biraz daha gevşiyor ve rahatlıyor bedenimiz, önümüzde beliren bir merdiven olduğunu hayal ediyoruz ve bu merdivenden yavaş yavaş aşağıya doğru iniyoruz. Orada bizi yaratan o kutsal ışıkla buluşuyoruz, özümüzdeki Tanrılık ışığımızla, saf sevgi titreşimini duyumsuyoruz, barış akıyor oluk oluk, yaşamdaki sonsuz bolluk ve bereketi hissediyoruz, doğanın şarkısını duyuyoruz, oradaki ahengi hissediyoruz, her şey ne kadar barış içinde, hikaye ne de olsa, herkesin bir görevi var ve onu yerine getiriyor aslında, dilinin döndüğünce, insan masalında, hatırlıyoruz, huzur içinde, yaşamın ışığını yakıyoruz, elimizde bir meşale beliriyor ve bu meşale ile yaşama yürüyoruz, içimizdeki yaşama, Tanrılık ışığıyla görüyoruz, ihtiyaç olduğuna inandığımız her ana bu ışığı yakıyoruz, sevgiyle yürüyoruz, hafifliyoruz, özgürleşiyoruz, hatırlıyoruz, buraya ne için geldiğimizi hatırlıyoruz ve ona doğru yürüyoruz, işte bu!

Kendimizi hazır hissettiğimizde, tüm hatırladıklarımızla merdivenlerden yukarıya doğru çıkıyoruz ve şu ana dönüyoruz, yavaş yavaş, kendimizi hazır hissettiğimizde el ve ayaklarımızı oynatarak huzur içinde gözlerimizi açabiliriz, şimdi ilk aklımıza gelen kişiye kocaman bir sarılalım mı? Uzak ya da yakın olması önemli değil ki insan istesin yeter ki! Bizden ona akan sevgi, kendimizden kendimize akan sevgidir ve sevgi döküldüğü toprakları sadece iyileştirir, hepsi bu!

Sizi seviyorum…

Ol Hüseyin Akdağ