19.07.2015 GÜN MESAJLARI

Gün Enerjisi ( Numeroloji ) : 25 / 7

Günün Rehber Kartı : Güç

Güneş : Yengeç

Ay : Başak ( 03:46 )

Gün Yöneticisi : Güneş

Bugün daha hareketli bir enerji akışında olabileceğimiz bir gün gibi görünüyor, gün titreşimini özellikle dikkate aldığımızda; Ayın da başakta olduğunu düşünürsek, ortalığı derleyip toparlamak isteyebileceğimiz bir gün ki yarın pazartesi ve bugünün bayramın son günü, üzerimizdeki rehaveti atmak için bir hayli mantıklı gibi!

Mantık deyince merkür(başağın yönetici gezegeni) kokusu mu aldınız? Ay başakta; bununla birlikte Merkür de yengeçte; ne kadar iletişim ve bilgi aksı aktifleşmiş olsa da, bir yanımız hala duygusal derinliklerde kuyruk sallıyor. Bugünün yöneticisi de Güneş olarak gözüküyor, Güneş de yengeçte; aile ve derinlerde çözülmelere devam ki bugün Merkür- Uranüs karesi de kendini gösteriyor. Bulunduğumuz yerden çok daha ötelere geçmek isteyebilir, yelken açıp ufukta yeni karalar keşfetmek isteyebilirsiniz; bununla birlikte bunu yaparken bir adaya düşecek olsanız yanınıza almak isteyeceğiniz üç şeyin unutmayın!

Bugün de iç sesimizi duyabilmek için kendimize izin verebilmeliyiz. Bu dönem sular böyle akıyor, bir müddet daha böyle devam edecek, yine de bugün biraz daha suların derinliklerinden çıkıp dünyaya geri dönebiliriz. Malum yarın  dünyada olacağız, bugün her neredeysek!

Günün rehber kartı ‘’güç’’ olarak karşımıza çıkıyor. Yaşam gücümüzün yoğun olduğu bir gündeyiz; bununla birlikte bizi istediğimiz yere götüren, var olan potansiyelleri nasıl ve ne kadar bilinçli kullandığımızdır. Güç vardır savaşlar çıkarır, kaynaklar hiç uğruna tüketilir. Sonuç hep ‘’kazandığı kadar kaybeden’’dir. Güç vardır barışı yaratır, bu birlikte olmayı seçebilmektir; İyi ve kötünün ötesindeki yaşamın o saklı hikayesini okuyabilmektir.

Merkürün yengeçte olduğunu düşünürsek, iletişimde alınganlık yüzeye çıkabilir ki ihtiyaç duyduğumuz aslında kendimizi ifade edebilmektir. Uranüsün de koçta olduğunu ve aralarındaki kareyi de göz önünde bulundurursak, bugün ‘’hem kırıcı hem kırılgan‘’ olabiliriz. Harekete geçelim; bununla birlikte bu esnada iç sesimizin bizi ulaştırdığı o bütünsel bağı da koruyabilelim. Her kırdığımız kırıldığımızdır ve her kırıldığımız aslında kırdığımızdır.

Herkes yoldadır; bunun bilincine vardığımızda insan kırmak yerine, seçimleri olduğunun farkına varacak ve bunu ifade etme yolunda olacaktır. Bazen en güzel ifade sadece kararlılıktır ve buradaki inançtır. İnanç ve buradaki ‘’emin olma hali’’, tüm kelimelerin ötesinde bir güç taşımaktadır.

Herkesin yolda olduğunu hatırlamak, kırılmamayı da kolaylaştırır; çünkü o yoldadır ve henüz farkına varabilecek bilinç boyutunda bulunmamaktadır ve yazık ki kendi saldırganlığı kendine doğru yoğunlaşan kırıcılığın da akışını yaratmaktadır.

Uyanmak seçimdir, ‘’uyandırmak’’ izin verende olur ve uyandığımızda her şey yerini bulur.Yaşam bir yoldur ve bu yol kendimizden kendimize olduğunda, gerçek bütünlük bağlantısı da kurulur. Herkes bizden bize anda görevli bir ışıktır sadece!

Zincirleri kırmak için ihtiyaç duyduğumuz aslında o zincirlerin olmadığının farkına varmaktır. İnsan kurban değildir, yoldadır. Bu yolda farkına vardıklarımız, bizim duvarlarımızın ötesine doğru yol alabilmemiz ile alakalıdır.

Bizi koruduğunu sandığımız çok şey, sadece bizi sınırlandırmaktadır ve bu sınırlar gerçek gücün farkına varmamızı zorlaştırmaktadır. Her yıktığımız önce inançlarımızda olmalı, ardından ardındaki gücün nasıl yaşamımıza akmaya başladığı görülmeye başlanmalıdır.

Gerçek güç sevgidir ve sevgi her şeyi iyşleştirip her şeyi değiştirebilendir, dönüştürebilendir. Acılar iyileşir. Hikayeler tekrar okunduğunda, farkına varılır tüm yaşamın sırrının; tarihin her sayfasında adımız vardı ve neler neler geride kaldı ve neler neler geride kalırdı.

Bize düşen sadece istemek ve başarmak ve bir yerden başlamaktı. İçimizdeki Tanrılık ışığının farkına varmak ve hatırlamaktı. Hatırlayan neyi hatırladı? Her canda yaşadığını ve her canda ışığı olduğunun farkındalığını ve bu kapıları açtı; açılan neyin kapılarıydı? Açılan, bizim yüreğimizdeki barışın ve yaşamdaki her orada olduğumuz halde, bir türlü orada olduğumuzun farkına varamadığımız ışığın kapılarıydı.

Ritüelimiz bugün sessizliği dinlemek olsun! Çok içimden geldi. Gözlerimizi kapatıyoruz. Derin derin nefesler alıyor, yavaşça veriyoruz. Sessizliği dinliyoruz, derinliklerimizdeki müziğe iniyoruz. Bir müddet böyle devam ediyoruz. Zihnimizden geçen sözcükler, cümleler, kişiler; hepsi bir bir akıp gidiyor, izin veriyoruz, artık kaybolana dek hepsi! Hepsine teşekkür ediyoruz, her biri yolumuzdu ve bu bilinçle selam oluyoruz.

Daha derinlere iniyoruz, sessiz ve karanlık bir köşesine varıyoruz ruhun, orada sadece sessizliği dinliyoruz. Bir müddet daha devam ediyoruz ve bir müddet daha! Geriye dönüyoruz, farklı olan neydi? İşte bugünün cevabı, işte bu, şimdilik!

Seviyorum bizi,

Hüseyin Akdağ