30.12.2015 Gökyüzü Mesajları (Zamanın Keşfi)

Bugün Merkür günü ve Merkür oğlakta, onu düzenleyen Satürn yayda, Jüpiter başakta! Ateş ve toprak! Hareket ve buradaki titreşime sağlam bir zemin kazandırmak! Disiplin ve tutku! Aşk ve sanat! Ruhun kendini yaşam olup ifade etmesi! Ayın başakta olduğunu hatırlarsak, bir düzen kurmak gerekiyor ve bu düzen kendi içinde kavramları öğütebilmeli ve gerekli ile gereksizi ayırt edebilmeli! Bu önemli!

Günün ilk saatlerine doğru( 04:39 ) Ay- Satürn karesi gerçekleşiyor! Önemli yüzleşmeler gündeme gelebilir! Duygu yoğunlukları oluşacak ve bu anlamda özgürleşme ihtiyacı doğacaktır. Bizi kısıtlayan duyguların ötesine geçebildiğimizde, geride kalan her şey de anlamlanır. Özgürlük tamamen bizimle ilgili ve ilk adımı, içimizdeki özgürleşme! Sabah saatlerinde( 09:16 ), akrebin karanlık sularındaki yolculuğunu tamamlayarak yay burcunun kaşif ve maceraperest ruhuna açılan Venüs bu durumu destekliyor! İlişkilerde deneyim alanını genişleterek yeni pencerelere kendimizi açma süreci! Bilgelik, ruhun sesinde yürüyebiliyor olmaktır! İlişkiler, gerçek mi yoksa –mış gibi mi? Bu anlamda önemli bir dönem! Ya içlerindeki gerçekliği bulacak ve onunla bir yolculuğa dalacak ya da kendilerini yeni bir arayışın eşiğinde bulacaklar…. Bize yeni bir dünyanın kapılarını aralayabilecek olduğuna inandıklarımıza çekiliyor olacağız! Neyse ki akrepteki ‘’ıssız adam’’ tiplere çekilim geride kalıyor! Renkli ve sınırları aşan bir enerji! Ötesindeki yaşamı merak eden! Venüs aynı zamanda ‘’para’’ demektir. Yay, şanslı bir burçtur. Satürnle kavuşum gerçekleşene kadar( 1 Ocak ) özellikle bize bu anlamda şanslar sağlayabilir. Jüpiterin başak transitini hatırlarsak, bu anlamdaki düzenlemeler, şansımızı yaratacak olan olacaktır. Para ile ilgili duyguları özgürleştirme zamanı! Para, bir enerjidir ve o tıpkı sağlık gibi, biz ona uygun bir ortam yarattığımızda bize gelir. Yolları açmak gerekir! Bir şeyler yapmak gerekir! Vermek! Hayata katkı sağlamak! Hizmet etmek! Etki sunmak! İşte o zaman para bize gelebilecektir; çünkü bizden çıkan her neyse o, bize gelecek olanın kendisidir. Potansiyel işlenir ve böylece ihtiyaç duyduğumuz hale getirilebilir. Yaşam, bizlerle böyle bir ilişki dahilindedir ve savaş, emek ve aklın birleşimi ile ışığına kavuşabilir. Çok geçmeden oluşan( 10:39 ) Ay- Pluto üçgeni, bahsettiğimiz dönüşümün önemini güçlendiriyor. Hala bizi acıtan şey, henüz özgürleşemediğimizin habercisidir. O zaman yolculuk bir an önce gerçekleştirilmeli ve parçalar böylelikle yerini bulabilmelidir.

Akşam saatlerine doğru( 16:08 ) gerçekleşen Ay- Mars karesi, Ayın gücünü artırıyor! İçsel bir gerilim! Yoğunlaşan enerjinin çok iyi yönlendirilmesi gerekiyor! Öncelik belirlemek ve bunu destekleyen bir karar vererek harekete geçmek! Bir şey yapabiliyor olmamız, neyi yapmamız gerektiğine karar vermeye çalışmaktan çok daha verimlidir ve bunu anlamak önemli! Buna eklenen( 16:55 ) Ay- Merkür seskikuadratı bizden sorumluluk ve disiplin içeren bir duruş ortaya koymamızı istiyor. Gece saatlerinde bunun ödülü alınıyor olacaktır; zira günün sonuna doğru( 22:47 ) Ay- Jüpiter kavuşumu gerçekleşiyor! Bu içsel bir genişlemedir. Kavramlar, daha derin anlamlar kazanacaktır. Fazla da dağılmamakta fayda var; zira gecenin sonunda gelen( 23:40 ) Ay- Uranüs kuinkuksu yoğun bir titreşim yaratır. Enerjinizi yarında neyin size doğru açılmakta olduğunu fark etmek için kullanın! Zeka çok daha yoğun ve güçlü çalışır! İçinizde bir anda uyananları mutlaka not edin! Beyin fırtınası yapmak için iyi bir zaman! Orijinal fikirler doğar!

Gün titreşimi bizden deneyimin, bilmediklerimize açılan bir kapı olduğunu hatırlamamızı gerekiyor. Burada ölçülülüğü sağlayabilecek olan en güçlü ışık, yüreğimizin sesidir. Bunu anlayabilmek gerekir. Bilinçdışı sonsuz bir hazinedir; bununla birlikte kırk haramilere de yakalanmamak gerekir. Bunun için sihirli sözler hatırlanabilmelidir. ‘’ Açıl susam açıl! ‘’ Bunun bizdeki manası da ‘’ Her zaman yolda olduğunu ve aklının senin en güçlü rehberin olduğunu bil! ‘’ olmalıdır. Karanlığının ışığını yakmayan, ışığı yakmış değildir; bununla birlikte karanlığa yola çıkmak için de ışık olup yanabilmiş olmak gerekir. Bu önemlidir. İnsanın yolculuğu kendinden kendine, ihtiyacı olan her şey de önce kendisindedir ve o, bunun sorumluluğunu alabilmelidir. Rehber kartımız ‘’araba’’ bizden bu anlamda cesaret istiyor. Tabuları yıkabilmek gerekir ki ötesindeki ışıklar keşfedilebilsin! Bu da kontrollü olmalıdır. Aksi ‘’bilinçdışının bilince sel gibi akması’’ dediğimiz durum gerçekleşir ve insan kendi sonsuz karanlığının içinde kaybolur gider. Sağduyu ve bunun ne anlama geldiğini anlayabilmiş olmak gerekir! Şimdilik bu!

Sizi seviyorum,

Hüseyin Akdağ