Özellikle biz kadınlar kusursuz ve masalsı aşkın olduğuna inanmak istiyor ve uzun yıllar gerçek aşkı arıyoruz. Aradığımızı bulamadığımızda da aşka olan inancımızı yitiriyor; kimi zaman televizyon ekranlarındaki çiftleri kimi zaman ise çevremizdekileri takip ediyoruz. Bir şekilde mutlu çiftleri görüyor; onlara imreniyor ve hayalimizdeki çift kavramanı onlara yakıştırıyoruz. Bu yakıştırma ile adeta ailemizden birileriymiş gibi mutluluklarına seviniyor, ayrılıklarına üzülüyoruz. Yerli çiftlerimiz arasından Murat Boz ve Aslı Enver’i tüm kalbimizle sahiplendiğimiz gibi yabancı çiftlerden de Brad Pitt ve Angelina Jolie’yi benimsedik. Nam-I diğer BrAngelina hayallerimizi yıkan gelişmelerle son dönemlerde karşımıza çıkmaya başlamışlardı. Brad Pitt’in aldatma vakalarına inanmak istemesek de son zamanlarda konuşulan ayrılık fikri tüm dedikoduları doğrular nitelikte.
Oysa biz Angelina Jolie’nin tüm dünya çocuklarına yetecekmiş gibi gelen merhameti ve Brad Pitt’in de aile babası olarak çizdiği imajı çok sevmiştik. Onları Hollywood’ın örnek çifti olarak seçmiştik. Onlar birbirlerini aldatmaz ve hatta birbirlerine saygısızca davranmazlar sanmıştık. Angelina hastalandığında iyileşmesi için Brad’in çabasını duymuş, basına yansıyan içten açıklamalarına şahitlik etmiştik. Onlar adeta eski zamanların çiftleri gibiydiler. Sanki hiç ayrılmayacak ve birbirlerini incitmeyecekler diye düşünmüştük. Şimdi yapılan açıklamaları duyduğumuzda, karşılıklı suçlamaları okuduğumuzda onların da kusursuz bir çift olmadığına şahitlik ettik. Hatta bizim sıradan hayatlarımızdaki bir türlü beğenmediğimiz ilişkilerimizdeki sorunların kat ve kat fazlasına sahip olduklarını öğrendik.
Bu aşamadan sonra kusursuz bir sevgiye ve hatta aşkın varlığına inanmak çok güç olsa da Hollywood rüyasının gerçeklikten çok uzak olduğunu öğrenmiş olduk. Her şeyin manipülatif olduğunu, yansıtılanların pek çoğunun reklam amaçlı olduğunu ve hatta gerçeklerden son derece uzak olduğunu öğrendik. BrAngelina sevenlerini yıkan bu ayrılık kararı bizlere bir kez daha bir şeyleri öğretti. Görünenden öte bir yaşanan olduğunu ve kusursuz sandığımız ilişkilerde de kapalı kapılar ardında sorunlar yaşandığını bir kez daha öğrenmiş olduk.
Onlar ayrı ayrı yürümeye karar verir ya da vermez. Bizler öykünmek, imrenmek ve beyaz camın ardına özenmek yerine kendi gerçek dünyalarımıza odaklanmalıyız. Hayatı belki de en gerçek hali ile bizler yaşıyoruz; hayranlarımızın olmaması bir dezavantaj değil maske takmadan yaşayabilme lüksüne sahip olmamız haline geliyor.
Kusursuz aşk olmasa bile kalbinizin gerçek sahibini bulmanız ve onunla mutlu olmanız dileğiyle.