TÜRKİYENİN NUMEROLOJİK HARİTASI- 3

Şimdi de Türkiye’nin ‘’Yıl’’ ve ‘’Ay Enerjileri’’ ni ve bu süreçlerdeki ‘’Rehber Kartlar’’ ı inceleyelim. Öncelikle bunların tam olarak ne anlama geldiklerini açıklayarak başlayalım. ‘’Yıl Enerjisi’’ nasıl bir enerjisel yoğunluk alanından geçmekte olduğumuzun ve bu süreçte nasıl bir farkındalık yolculuğunun bizi arzu ettiğimiz ve derinlerimizde ihtiyacını hissettiğimiz alana doğru yönlendirebileceğinin göstergesidir.

Her yılın Eylül ayında biz yeni bir yılın titreşimine gireriz. Bu numerolojik olarak böyledir. O yüzden Eylül ve Ağustos ayları arasındaki yolculuk o yılın deneyim sahası olarak değerlendirilir. Tabii ki burada geçişler öncesinin ve sonrasının yoğunlaşmalarını da kendi içinde hissettirecektir. Yılın başı önceki yıl hazırlığının yapıldığı titreşimsel bütünlük ölçeğindedir ve bu bu yılın sonunun bundan sonrasına da bir kapı olduğunun göstergesidir.

‘’Ay Enerjileri’’ de yıl temasında aldığımız titreşiminin ay ay nasıl bir temasal yoğunlukla özelleşerek işlendiğidir. ‘’Rehber Kartlar’’ ise bu süreçlerdeki çıkış noktamızın hangi temasal ışığın farkındalığıyla gerçekleşeceğini gösterecektir. İlk yazımızda önümüzdeki ve ardımızdaki yılı göz önünde bulundurarak bir okuma gerçekleştirmiştik ve şöyle bir tablo ortaya çıkmıştı:

2014- İmparatoriçe ( 3 ) – Yıl Enerjisi 19(Güneş) / 10(Kader Çarkı) / 1(Büyücü)

2015- Ay ( 18 ) – Yıl Enerjisi 20(Mahkeme) / 2(Azize)

2016- Güç ( 11 ) – Yıl Enerjisi 21(Dünya) / 3(İmparatoriçe)

Bunu biraz daha derinleştirmek gerekirse, içinde bulunduğumuz anı anlayabilmek için yapabileceğimiz en güzel şey o ana nereden geldiğimizi ve bu anın ışığında nereye doğru ilerlediğimizi bilmektir. Bu çok önemlidir. Nereden geldiğimizi bilirsek içinde bulunduğumuz anın ışığı değişecek ve dönüşecektir ve bu kendisine doğru gitmekte olduğumuz alanın ışığını da düzenleyecektir.

2014 yılı bizim için numerolojik olarak bir doğum ve yaşamdaki varoluş sebebi olan sesi duyma dönemi olarak gözüküyor. 19(Güneş) bir çocuğu temsil eder; bununla birlikte bu çocuk ışıl ışıl ve birçok aşamayı geride bırakmış, ölmüş ve tekrar dirilmiş ve çok da bütün bir çocuktur ve artık yaşamda nelerin üstesinden gelmesi gerektiğini az- çok biliyordur; bununla birlikte tabii ki süreç henüz tamamlanmış değildir.

Bu dönem sorumlulukların farkında olunması gerekir. Tam da bu esnada rehberlik eden ‘’İmparatoriçe’’ kartı sanki doğal bir dengeyi tamamlıyor gibi karşımıza çıkıyor. ‘’İmparatoriçe’’ kartı ‘’anne’’ olarak düşünülür ve bu anne gebe bir kadındır. Döngüleri ve doğanın gücünü anlatır. İmparatoriçe verim ve bolluğu temsil eder aslında; bununla birlikte bu verim ve bolluğun ‘’İmparator’’ tarafından hak edilip alınması gerekir; çünkü doğa vericidir; bununla birlikte düzenleyici değildir.

Doğa için iyi ve kötü yoktur. Her şey onun içindedir. İnsan, insan olma sorumluluğuyla onunla bağlantı kurduğunda onu yaşamsallaştırarak ışığını yakabilir. Medeniyet budur. Şu örnek verilir: Nil Nehri ‘’İmparatoriçe’’ kartı ile ilgilidir ve dönem dönem taşar. ‘’İmparator’’ bilinç bu taşmaların zaman aralıklarını hesap eder ve buna uygun bir tarım gerçekleştirir. Nil Nehri olmasa su olmazdı ve su hayattı; bununla birlikte her şey ‘’denge’’ ve ‘’düzen’’ kurulduğunda ışığını yakardı.

2014 ışığın yükseldiği bir dönemdi, bu kesin. Gezi Olayları tüm dünyada yankılandı; bununla birlikte orada karanlık kabuklarından çıkmış bir çocuk vardı ve henüz bir çocuktu. İçindeki ‘’anne’’ ve ‘’baba’’ ile uyumlanıp bütünsel dengesini kurmuş değildi ve bu dönemin simgesel ışıklarından biri bir erkek çocuğuydu.

  1. kart olan ‘’Güneş’’ bir erkek çocuğunu temsil eder; bununla birlikte yolculuk daha yeni başlamıştır ve bu yolculuk hepimizin ortak alanda yakmakta olduğu bir ışıktır. Ruhsal programda artı da eksi de derinlerdeki bir bilincin ışığında hizmettedir. Biz o derinlerdeki ışıkla bütün olduğumuzda artık bizim de özümüzde bu program bütünleyici bir ışık haline gelir ve bunun tek yolu barış, sevgi ve umut ışığında ‘’insan’’ laşabilmekten geçecektir. Bunu başarabilmek artı ve eksinin dengesiyle var olabilmek şansını da beraberinde getirecek ve böylelikle büyük karışıklıklar önlenecektir.

2015 yılına geldiğimizde artık program 20/2 ye varıyor ki bu artık derinlerdeki ışığın yüzeye doğru harekete geçtiği bir dönem anlamına gelmektedir. Eylül ayına doğru yeni bir yıl titreşimine girdiğimizden bahsetmiştik. Bu sürece giderken yaşanan ‘’Soma Olayları’’ tam da bu temaya denk düşmektedir.

  1. kart olan ‘’mahkeme’’ mezarından uyanmayı, toprak altından kalkmayı anlatır ve bu dönemde toprak altında çalışmakta olan maden işçilerimiz aslında hepimizi es geçtiğimiz bir varlık boyutuna uyandırmıştır.

Bu durum süreci hazırlar ve biz o vakit geldiğinde daha derinlerde bir şeylerle yüzleşmeye başlarız. Bu hep böyle mi olmalıdır? Bu böyle olmama şansına sahiptir; bunun için ‘’insan’’ toprağın altından uyanıp BİR olan ışığını yakmalıdır.

Bu dönemin ‘’Rehber Kartı’’ ‘’Ay’’ kartı idi. ‘’Ay’’ kartı son bir eşik olarak değerlendirilir. Bu yaşadığımız son bir eşikti ve ağır bir yüktü o dönem için ve aslında bizi 2015 yılına hazırlamıştır, tıpkı 2013 yılında geçekleşen ‘’Gezi Olayları’’nın bizi 2014’e hazırlamış olması gibi…

29.05.2013 / 22/4(İmparator) – Yeni bir dönemin kapılarının açılması ( Gezi Olayları )

29.05.2014 / 23/5(Aziz) – Yeni dünya öğretisi ( Soma Olayları )

Gezi olayları herkesi birleştirdi ve bu önemliydi, belki bu dönem için en önemli olan şeydi. Ayırdıkları da oldu; bununla birlikte birleşmek ve ayrılmak ilk aşamada BİR’di. Ayrılan birleşirdi ve her birleşen de birleştiğinde gerçek bütünlük gerçekleşirdi.

Soma Olaylarında her birimizin yüreği yandı; bununla birlikte bu görmezden geldiklerimizin farkına varıştı. Ortak alanda bir bilinç tohumlanmıştı.

2016’ya doğru giderken artık yeni bir dönemin ışığı kendini göstermeye başlamıştır. 21/3 birleşmek ve bütünleşmek, uzlaşmaktır ki bu titreşim içinden çıkmakta olduğumuz, içindeyken, sonlarına doğru girmekte olduğumuz bir yılın da hasadına işaret etmekteydi. Bu dönem için ‘’Rehber Kart’’ olacak ‘’Güç’’ kartı şunu söylemekteydi : ‘’Kontrolsüz güç, güç değildir.‘’ ‘’Güç’’ kartı 11. karttır ve 20/2 titreşimi ile bağlantılıdır. Dün bugünle tohumlanmakta ve bugün yarını yaratmaktadır. Bu yıl aldığımız öğretiler olan ‘’artık kabuklarımızdan çıkmak ve yüreğimizin derinlerindeki sesini duymak’’ ve ‘’bundan sonraki süreçte bu sesin ışığında kalmak’’ önemli olacaktır.

Her birimizin içinde kükreyen bir ‘’Aslan’’ bulunmaktaydı. Astrolojik olarak ‘’Aslan’’ arketipinin yöneticisi ‘’Güneş’’ olarak ortaya çıkardı. 2014(19-Güneş) bu günlere ışık taşımaktaydı ve belki yeni yeni taşlar yerini bulacaktı. Her şey zamanla anlaşılır ve yerine ulaşırdı. Ekilen tohumlar zamanla filiz verir ve bazen neyin neye vesile olduğu anlaşılmazdı; bununla birlikte zaman ve doğa birlikte çalışır ve insan bunu ışığıyla başarırdı.

Kendisine doğru yol aldığımız 2016’da ‘’Rehber Kart’’ olan ‘’Güç’’ kartı üzerinde bir ‘’Aslan’’ ve onu sevgiyle sarmış bir ‘’Tanrıça’’ bulunmaktaydı. Her birimizin varoluşu bir ‘’Tanrı parçası’’ydı, iş bunun farkına varmak ve bunu uyandırmaktı ve o zaman ‘’Aslan’’ bir tehlike olmaktan çıkar ve bizimle, bizim için çalışmaya başlardı. Doğa onu sevgiyle saranı korurdu.

Sorumluluğumuz artıyordu. Yeniden doğmuş olmak daha çabuk büyümemiz gerektiğini gösteriyordu ve bu sefer çok da uzun bir zaman yoktu; çünkü artık gerek yoktu. Bu yıl yani 2015 çok belirleyici bir dönem olarak gözükmemekteydi; çünkü 2( Azize ) daha çok beklemeyi ve görmeyi verirdi; bununla birlikte 2015 Eylülü itibariyle özellikle kendini gösteren yeni dönem çok daha yoğun bir dönemin göstergesiydi ve orada çözülmeler gerçekleşecekti. Bunların ay ay nasıl işlenmekte olduğunu bir sonraki yazımızda derinleştireceğiz.

YAZIMIZ DEVAM EDECEK

Ol Hüseyin Akdağ